30 Mart 2009 Pazartesi

Salıncak


önce uzaktan baktım salıncağa. yeşil çimenlerin üzerindeki parka dair bir tek salıncak çarptı gözüme. büyümüş müydüm diye düşündüm. salıncak hayal kırıklığı mı olurdu? ben içimdeki bene bir kıyak geçseydim ya bugün. bıraksaydım doya doya eğlenseydi, bıraksaydım istediği gibi yaşasaydı ya bugün. peki ya düşerseydim ya dizlerim kanarsaydı? Kanasındı biri vardı elimi tutan, biri vardı düşersem tutucak olan. peki ya sığmazsaydım? Salıncak bana bir kıyak geçti bindim. omuzlarımda bir el. Salıncak özgürlük demek değil miydi? ensemde bir nefes salıncak yalnızlık demek değil miydi? hızlandıkça hızlandım, ben yüksekten korkardım,yükseldikçe yükseldim. bir el özgürlüğüme uysallık kattı. bir el ruhuma huzur kattı. aynı el bana bir çiçek uzattı. Salıncak bana ne kadar iyi davrandı. Tadı damağımda sallanmanın. paslı demir kokusunu bile özlemişim salıncakların.

El Eli tuttu-- salıncak yalnız kaldı---el eli tuttu--çiçek yanağa yakın kulak arkası--öpücük, masum temiz yanakta--betimledim anı hafıza kaybı olursa hayal edilebilsin diye...

Hiç yorum yok: