6 Nisan 2013 Cumartesi

ARAf

araftayım yine... can yangını ve huzur arası bir yerdeyim. içimde ne çok kelimem var biriken, ne çok doğmayı bekleyen hece sancısı çekmekteyim bugünlerde... aslında anlatmaya değer mi bulmuyorum bilmiyorum henüz. sadece elim ne zaman bloguma uzansa bir tuş sesi ardından bir nokta. çokça zamandır sözlerime hedef oluşturmamıştım. şimdi önüme çıkana hokkalı küfürler yağdırıp, bu sikindirik dünyanızı başınıza çalın demek var ya, sırf hanımlığımdan susuyorum :) sevgili ve pek saygılı dünya, sana katlanmamı sağlayan tek şey ölümün gerçekliği. nasıl olsa bigün bitivereceksin, nasıl olsa sen ne verirsen ver bana hep birilerine eksik vereceksin, ve ben ancak o birilerinin de tamamlanması ile tam olacağımdan sen bana hep eksik vereceksin vurdumduymaz ve umursamaz iştahı kabarık dünya, sen ne zalimlere neler neler verdin de ne zavallılardan neler neler aldın, şimdi seni ciddiye almamakla cezalandırmak vaktidir zaman. ve an,,, o an,,, bazı an,,, onu an,,, sadece an... kelimelerimin küfür denizinde boğulduğunu hissediyorum bazen, susamadığımda anlıyorum ki ben çoktan susmuşum... bir de umut denilen bir şey cebelleş ettin ya başımıza, vay başımıza.... an zaman,,,, oysa tek derdimiz kırılmamaktı, paramparça olmuşluğumuza binbir marsiye bu gece....