26 Mart 2011 Cumartesi

AŞK'a Dair

Uzuuunca bir zamandır yazamıyorum. Not kağıtları, kollarım hep bir dışavurma isteği... son dönemde yazıklarım ise hep birilerine öfke dolu...Oysa bugün unuttuğum bir kavram için yazmak istiyorum : Aşk için.

İnsan ömrü yalnızca iki kere aşka izin veriyormuş. Kalp aşık olunca fizyolojik ve biyolojik ve kimyasal olarak değiştiğinden bu değişimi yalnızca bir ömürde 2 kez yaşayabiliyormuş.

Ve iyi haber benim bir aşk hakkım daha var :)

Şimdilerde başka bir hayalin peşindeyim. Evrenden o kadar kuvvetli bir şekilde istiyorum ki bunu adeta beynim, hayallerim bunun için ibadet halindeler.

Bir ev istiyorum. Benim kendime ait bir evim olmadı. Bir oda istiyorum. Benim kendime ait bir odamda olmadı. Bir yatak istiyorum. Benim kendime ait bir yatağım olmadı...

Aşktan daha güçlü bir duyguymuş aile sevgisi anladım. Kardeşlerim, canlarımmm. İnsan bu kadar özler mi? özlüyorum işte. Günün her saati aklımdalar. Kendimi onlar için güzel anlar hayal ederken yakalıyorum her seferinde.Onların mutluluğu karanlık yanlarımı aydınlatıyor adeta.

İyi biri değilim ben. Yapılanları içimde biriktirip, acısını çıkartmak, intikam almak için yanıp tutuşuyorum. Samimiyetle insanların zayıf yanlarını yakalyıp birgün bir yanlışları olursa oralardan vuruyorum. Bu beni kötü biri yapıyor veya savunma biçimim bu dünyanın iyi diye nitelendirilen insanlarına ağır kaçıyor.

Oysa kardeşlerim bana bakıp gülümseyince ben herkesi affediyorum. Onlar gülümseyince mutlu olunca dünya ne kadar da güzel bir yer haline geliyor.Onların masumiyeti bütün kötü düşünceleri kovuyor. Bütün hesapları ahirete bıraktırıyor...

Şimdi başlıkta AŞK demiştim ya. Benim için AŞK "Ablaaa isteriiiiim" diye şımaran kardeşlerimden ibaret.

AŞK : Ablasının Şımarık Kardeşleri...

12 Mart 2011 Cumartesi

Palyançoooo

bir perdenin ardındayım şimdilerde...
herkesin gülümseyerek baktığı kişiyim ben..
bütün insanlar gibi boyalı yüzüm, birazım kara birazım ak içim gibi aynı...
çok canım yandığından çok can yaktım ben de...
bunların hepsi insana özgü davranışlar ya bir turuncudur tutturmuşum...
bir tek o benzemiyor insana, onun harici hep yalan hep dolan....
bir kız kulesi resmi var elimde içine turuncu saklanmış...
bulabildim mi, hayır karası çok kara vahşeti ağır, cildi bozuk, üstü örtülü...
hırsı çok egosu çok, derdi çok, kendi yok...
bir varmış bir yokmuş...
gökten üç elma düşmüş hepsini ademoğlu yemiş, palyaçoya kalmamış...

Şimdi Ben...

Bağışlayın beni, evet ilk kez özür dilemenin yolunu arıyorum hayatta...

Bağışlayın beni...

Çünkü hepinizden uzaklaşmak ve uzakta durmak istiyorum.

Çünkü insanların yaptığı her şeyin bedeline katlanması gerektiğine inanıyorum.

Çünkü gücün asla bir etken olmaması gerektiğine inanıyorum.

Çünkü sevdiğimiz insanlar yapıca olsun, başkaları yapınca tüüü kaka demeyi kabullenemiyorum.

Çünkü ayırt etmeksizin, annem babam da dahil hata yapanlara katlanamıyorum...

Çünkü hata yaptığımda bana katlanılmasını istemiyorum.

Çünkü evet ben bunu yaptım sonucunu da göze aldım demenin yapılan davranışı yapmış olma gerçeğini değiştiriyormuş gibi davranmayı benimseyemiyorum.

Aklım ve mantığımın duygusalımı etkilemesinden yoruldum.

Sürüymüşüz gibi davranmaktan yoruldum.

Bir insanı sevmenin göstergesinin onu yedi yirmi dört aramaktan geçmediğini anlatmaya çalışmaktan yoruldum.

Uzakta durup arada bir belki aylar sonra birini görüp onu sevdiğimi hissetmenin kimseyi ilgilendirmediğini söylemekten yoruldum.

Yapacağım dediğim şeyleri kendimde onları yapacak gücü bulunca yapacağım ancak...

O zamana kadar eğer başıma kakacaksanız dinlemeyin beni.

Çünkü hani ne oldu der gibi diktiğiniz gözlerinizden yoruldum...

İçine dahil ettiğiniz olaylardan bunalıp isyan etmekten yoruldum, ama en çok sanki tüm bunlar benim suçummuş gibi davranmanızdan yoruldum.

Ve öğrendim...

Öğrendim ki hiçbir sır, sır olarak kalmıyor...

Öğrendim ki insanlar için kendilerinden daha önemli kimse yok, olması da mümkün değil.

Öğrendim ki huzuru aramanın bir anlamı yok, o canı isterse zaten geliyor.

Öğrendim ki kafama taktığım ufak tefek şeyler içime büyüyor ve ben abartan biri haline geliyorum.

Öğrendim ki her insanın olayları önem sıralaması farklı.

Öğrendim ki biri için değerli olmayı sen tercih edemiyorsun..

Öğrendim ki sonu baştan belli olayların içinde yer almak sadece vakit kaybı..

Öğrendim ki daha hiçbir şey öğrenmemişim hayatta...

Öğrendim ki acı çekmek kavramı sadece insanın beyniyle kendisi arasında, insan isterse unutabiliyor..

Öğrendim ki yeniden başlamak için illa kaçıp gitmek gerekmiyor.

Öğrendim ki insan yanlışlarıyla yüzleşip, evet ben böyle bir insanım ve bu halimden de memnunum dediği zaman hayat aslında yaşanmaya değer bir şekilde başlıyor...

Şimdi ben kimim sorusuna verebilecek birkaç cümlem var artık.

Şimdi kendimi anlatmak için kuracağım cümlelerin çokluğu değil içeriğinin doluluğu önem taşıyor...

Şimdi sadece gerçekten yanında olmak istediğim gerçekten sevdiğim insanlara gitme zamanı..

Şimdi kendimi kabullendim ve geçmişimi affettim..

Şimdi yeni bir evresine girdim hayatımın...

Şimdi yeniden başlamak için uygun bir gün...