11 Ağustos 2011 Perşembe

ULAŞ'A

Bu senin için;


Don Kişot (Don Quijote) dünyayı kötülüklerden temizleme hevesiyle yollara düşen yaşlı bir adamdır. Fakat ikinci gün fena bir dayak yemiş olarak evine geri döner. Yaşı yetmişi geçmiş olan kahramanımız bütün hayatını şövalyelerin kahramanlıklarını anlatan kitaplar okuyarak geçirmiştir ve ilk hatasında vazgeçecek değildir, çünkü okuduğu hiçbir kitapta şövalyeler bu kadar çabuk pes etmezler.Don Kişot okuduğu tüm kitaplardan başka bir şey daha öğrenmiştir. Şövalyelerin hepsinin bir yaveri vardır. Yanına bir yaver alması gerektiğine karar vererek komşusu Sanço Panza'yı onunla birlikte gelmesi için ikna eder. Şövalyelikten kazanacağı krallığından ona bir ada verecektir. Sanço Panza canından çok sevdiği eşeğinden ve saflığından başka hiçbir şeyi olmayan bir köylüdür. Adayı kazanabilmek için Don Kişot'un tüm hayal perestliklerine göz yumar. Don Kişot'a hiçbir zaman gerçeği söylemez, çünkü bu durum hep ters etki yaratmakta ve efendisinden sopayı yemektedir. O yüzden Don Kişot'u yalanlarla avutur. Artık yeldeğirmenleri kötülük saçan dev olmuşlardır, küçük hanlar efsanevi kontların şatolarına dönüşmüştür. Sanço Panza, insanda sabitleşmiş bir fikire, karşı çıkacak kadar saf değildir.Sadece Sanço Panza değil; sabitleşmiş fikirlere karşı çıkmaya kimse niyetli değildir. Herkes Don Kişot'un kafayı oynatmış bir ihtiyar olduğunu görünce, "deliyle uğraşmaya gelmez" deyip Don Kişot'un istediklerini yapmaktadırlar. Birazda can sıkıntısından olsa gerek karşılarına çıkan herkes, Don Kişot'un inanarak oynadığı bu oyunu bozmaz, aksine ellerinden gelen yardımı esirgemezler. Zaten Don Kişot'un gerçeği görmeye niyeti yoktur. Gerçekle yüzleştiği anlarda bile Don Kişot kendi hayal dünyasından açıklamalar bulmaktadır. Ya kendisi büyülenmiştir, ya diğerleri...

Don Kiişot benim en sevdiğim romandır... İçinde idealleri olan bir adamın nasılda dünyayı kendi kurallarına göre yönettiği anlatılır bence... ve yol arkadaşı yani uçurumdan düşecekken elinden tutan adam, o da Don kişot'un kurallarına bağlıdır.

Bakıldığında oldukça temiz bir hikayeymiş gibi. Oysa Don kişot'a kimsenin hatta yanındaki yaverinin bile gerçeği söylemediği acınası bir insanlık dramı taşır içinde..

Sevgili Ulaş,

Sana bu hikayeyi (belkide çoktan okuduğun bu kitabı) tekrar anlatmak isteme sebebim şu, İsterim ki sen de yanımdaki kahraman olmayı seçtiysen eğer birgün bana yel değirmenlerinin sadece yel değirmenleri olduğunu anlat... Çünkü etrafımdaki herkes bu oyunu benim kurallarıma göre oynuyor, bu kimi zaman onları heyecanlandırdığı için kimi zaman eğlence olsun diye böyle. sen sakın sanço panza olma...

Sevgiyle Kal..

5 yorum:

Adsız dedi ki...

bu ne guzel ve ıcten bır yazı boyle ... bu nasıl bır yurek nasıl bır golge ayak ızlerını bazan bulmak zor yuzumde ....aslına bakarsan bu yaının uzerıne bıseyler solememe lazım soledıklerımın hukmu olmucak cumlelerım deevrık kurulucak ne noktasını koyabılıcem nde vırgulunu .....tesekkurler ıctenlıgıne ve yuregıne benı salkım sogut bıraktın oyle :)

Adsız dedi ki...

yıne gece yıne golgeler var gozlerımde ezberı bozulmus adımlarımın nereye gıderım bılmıyorumm ıcımde yıkıntılar korkular daha mı cogalıyor bılmıyorum gun gecerken yanı saat kör zaman sagır avuclarımda kalanlarla ıslatıyor yagmur geceyıııı ben kıs gecesının solgun resmını severım tenımde cunkı hıssetmektır usumek son zamanlarda bısey hıssedemez oldum takı senın yazını okuyana kadar yuzum bbıle yoktu aynlarda ama sıdı goruyorum ........ sen sımdı uyuyosundur en derınde en kuytuda kımbılır ruyanda nerdesın ben ruya bıle goremıyorum artıkkk ama ....ıyı geceler demek ıstedım sadece :)ulaş

Turuncu Bir Dünya dedi ki...

insanlar keşfe koyulduklarında buldukları karşısında hayrete düşüp, inanılmaz gibi kelimelerle kendilerini ifade etmeye çalışırlar. Oysa buldukları yıllardır gözlerinin önünde durupta fark etmedikleridir...Sen gözünün önünde olanı hep gör, hergünün aynalarda geçsin, benimkisi turuncu bir ayna dünyanın içinde...

Adsız dedi ki...

sonun baslangıcı baslangıcın sonu......buzdan bır ucurtma gozlerımde kırılıyor usulca ...ızın vermıyorum gunesın erıtmesıne senı o yuzdendır uykusuzlugum ve gunduzlerden kacısısım benı kımse anlamaz anlayamaz .....bogazıma dugumlenıyor uzunca bır yol soluksuz bır bır nefes kalbım sahıle vuran dalgalar mısalı ne varsa toplayıp alıyor herseyı ve gerı verıyor bedenıme yenıden ve yenıden ....sessızce dokunuyorum duslerıme avuclarımda sankı yırtık bu sokak kırık dokuk ve paslanmıs bır semsıye dagınık ve parcalanmıs damlalarla yuruyorum ...ardında dıyorum umutların arkasında kosesındeyım umduklarımın ....beyaz bır kelıme cumle cumle bıraz buzul bıraz su.....uyuyamadım yıne ve ıcımden ne geldıyse doktum yuzumden ellerıne .....

Turuncu Bir Dünya dedi ki...

ne çok zaman olmuş sana yazmayalı, bilmem okur musun veya hala hayatta mısın? bir kelam göndermek geldi içimden, gün geceye dönerken tam da, belki diyerek bir yazı olur şimdi bu sonrasında merak ve umut, he bir de acı beklenti var ne de olsa, karındaştır ya beklenti ve acı... sabır zor kelime vesselam, buralardayım belki karanlığımın çok olduğu bugünlerde bana ay ışığını hatırlatırsın..