14 Ocak 2013 Pazartesi

kendi cenaze törenimi izliyorum günlerdir...

İçim isyana bulaştı yine, anarşist bir türküdür tutturduğum, kim geçse elime bin parçaya bölmek ister canım, canım yandığından değildir can yakma muradım, hammurabi kanunları var bir de arka sokaklarında ruhumun, isyankar, asi, kendini bilmez bir tavır, suskunluk, çığlık, yoğunluk, yorgunluk de adına ne fark eder, elmaya elma diyen kim, karmaşık ve çoktan kaotik benim sınırlarım, sırların ardında sığınılmaz yanlarım, oysa bir ateş böceği masalı bilirim ben, bir de masallara inanmayı çoktan unuttun, hem hepsi bir araya gelse anlam katar mı kelimelerime, baktım kelime haznem çok, acım çok, açım çok, acıtmışlığım hiç yok, nedenlerime çokça soru buldum, ceplerimde öfke nöbetlerim, hadi kuşanın beni dövmeye hazır eleştirilerinizi, sen şöylesinlerle başlayan bir dizi bunalım, hepsinin adı mutsuzluk, sahi mutsuzluktan umut çıkar mı, hangi harfleri kaldırmışlar benim dünya literatürümden, oysa ben geceleri de severim pek çok, bir de sığınmak diye duygu varmış, ihtiyacı muhaşeret benimkisi, kime gitmeli, canımı yakar mı bütün adamlar, sahi nerede bütün adamlar, adam olmak zor zanaatmış bu devirde, öyle dedi eskiden adamlar, eskiye dönük ne çok şey dedi adamlar, sonra konuşmak kadına yakıştı birden hepsi sustular, kadınlar anlattı, çocuk kadınlar, anne kadınlar, kardeş kadınlar, katil kadınlar, bencil kadınlar, hepsi anlattı, akıttı ruhuma doğru nefrete benzer bir kan, oysa beni kan tutar, bir de kanın tadı çok güzel, hiç ziyan etmeden emmek lazım, vampirin ardında kalan dişlerinden başka ne kalır ardımda, birde suskunluğum var benim, sağır edici, ben sağır oldum....

Hiç yorum yok: