26 Haziran 2012 Salı

BABASIZ KIZLAR BALOSU

O gece buluştuğumuz gece işte, çok uzun zaman sonra buluştuğumuz o gece hayatlarımız çoktan başka yerlere başka hayallere akarken ki geceyi diyorum... ne çabuk büyümüştük biz. ünzilenin hikayesinden değil bizimkisi, varmadan 8'imize ergin olduğumuz hem çocuk hem kadın olduğumuz dışında değil, yoksa töreye kurban edilmedik...edildik mi? biz baba terörüne kurban edilmiştik sahi ya. hayallerimiz, umutlarımız satılmıştı, bir genç kızın hayalleri veya bir çocuğun uçurtma mutluluğu kaç para eder sahi? kaç kadınla yaşanacak kaç orgazm değer bu hayalleri yıkmaya? biz çok güçlü kadınlarız, babalarımızdan daha güçlü, babalarımızdan daha zayıf çocuklarız... o gün sustuğumuz, daldığımız o Salkım Meyhanede ne çok acı birikmişti içimizde konuşmadığımız. acıdaşlar birbirini bulurlarmış, onların arkadaş olmaya ihtiyaçları olmaz çoğu zaman. aradan geçen yıllar, yaşanmışlıklar yıllar sonra karşılaşan acıdaşların arasından zaman mevhumunu kaldırır. o yüzden dost olmaktan da arkadaş olmaktan da bir emilliyi paylaşmaktanda ötedir acıdaş olmak. yıllar sonra aylar sonra belki yaşansa asırlar sonra birbirinin yüzüne bakıp birbirini tanıyabilecek insanlardan bahsediyorum, acıdaşlardan. Aynı umut vardır gözlerinde hepsinin, belki ye dair bir umut. ve aynı öfke vardır keşkeye dair. bir terkedilmiş bir sevilmemişlik bir hiçlik vardır yüzlerinde. gözleri umutla parlarken arka tarafta kalan gözyaşlarıyla anlaşırlar çoğu kez. hepsi başarılıdır acılarına inat, doğuştan bir zekaya sahiptirler ya bazen en çok bundan kurtulmak isterler. sonra taşı sıksalar suyunu çıkarırlar bu hayatın içinde. ama bir pamuk şeker bitiriverir o güçlü yenilmez çocuk-kadınları... hep kendinden çok başlarını düşünmeyi öğrenirsin, tercih edersin belki de. ama sen senin için çok geride kalırsın çoğu zaman. çünkü sen zaten başta baban için geride kalmışsındır. hayat kaynağını annen yaparsın veya varsa kardeşlerin, onlar için döndürmeye başlarsın dünyayı. önüne çıkabilecek her şeye meydan okursun, kimse ama kimse zarar veremez ki artık kadın - çocuklara... kadın- çocuklarda, şefkat vardır, masumiyet, hiç pes etmezler, vicdanları vardır, darmadağanık düşlerini bu hayata süpürge etmişlerdir. kadın - çocuklar, babalarını ne zaman görseler çocuk, babalarından ne zaman bahsetseler kadındırlar. babalarımıza benzeyen bütün erkeklere küfür ede ede içmiştik o gece. bizi sarhoş eden rakı değil acıydı. aynı yerden acıyordu canımız, birbirimizi anladığımız o yerden. biz çok güçlü kadınlarız dediğimi hatırlıyorum veya acıdaşlarımdan birinin dediğini veya hepimizin susupta bunu söylemek istediğini bilmiyorum. biz susmuştuk bir vakit, gözyaşlarımız gücümüzün ne kadar çok olduğunu anlatırcasına aktı...gücümüzün ne kadar olduğunu biz de bilmiyorduk.. Şimdi bu güzellerden biri evleniyor. biz o çok mutlu olsun diye dua ediyoruz. çünkü o mutlu olursa eğer biz tekrar inanıcaz yaşamaya, çünkü sanki o başarırsa biz de başarmayı istermişiz gibi... sanki onun kocası iyi bi baba olursa bu lanet kırılırmış bitermiş gibi, sanki o zaman bütün erkekler babalarımıza benzemezmiş gibi... ellerimde acıdaşımın kınası... hiç sevmem kına kokusunu ama bu kez farklı kokuyo sanki bu kez umut kokuyo sanki...

2 yorum:

suskun dedi ki...

beni ağlattınız... baba faktörü neden bu kadar önemlidir bir kadının hayatında buna çok kızıyorum çok öfkeliyim. onlar olmayınca da neden olmuyor ki?

Turuncu Bir Dünya dedi ki...

Onlar olmayınca oluyo, olduğu kadarı ile, belki çok fazla oluyo, belki çok az oluyo, onlar olunca nasıl oluyo işte bunu hiç bilmiyorum...