1 Haziran 2012 Cuma

B-A-B-A-B-A-A

Çocukluğumda aynanın karşısına geçer baba der dururdum. O zamanlarda arkadaşlarıma bunun bir tiyatrocunun diksiyonunu düzeltmede kullandığı bir stil olduğu yalanını uydurmuş ve onları inandırmıştım. Benimle birlikta aynanın karşısında saatlerce ba - ba derlerdi. Benim sesim hepsinden kısık hepsinden pusluydu. Hepinizden özür dilerim sizi kandırdığım için... Birine içinden gele gele dolu dolu ba-ba demek, iki harfi yanyana sıralayıp anlamlı bir bütün oluşturmaya çabalamak çocukluğumun eğlencelerindendi ve enderin üzüntülerinden... O gittiğinde benden bu iki harfi de çalıp gitmişti, bütün çaldıkları bir yana o iki harf büyüdüğümde bile hayatımdaki bütün cümleleri eksik ve acı dolu, buruk ve anlaşılmaz kılmaya yetiyor. ba-ba Sonra dikkat ettim herkesin ba-ba deyişi bir farklı,herkes kendinden ve ba-ba ile olan ilişkisinden bir şey katarak söylüyor bu iki kelimeyi. ba-ba... Evet aradan geçen onca yıl, onca olgunluk,, onca acı seni görüşümle beni tekrar 7 yaşıma döndürdü. Ben tekrar senin o terk edip gittiğin savunmasız kız çocuğu oluverdim. sanki saat 12'yi vurdu büyümek bozuldu... Eminim gözlerinin içine bakıp sana öfkemi kusmamı istiyorsun, eminim bu senin içini rahatlatacak, eminim en azından merhabayı senden esirgemeyeceğimi umuyordun bunların hepsine eminim. Ama öyle olmadı bu kez, bıraktığın kız çocuğu saat 12'yi vurmasına rağmen büyümek bozulmasına rağmen olgunlaştı. Yaş almadı belki ama yaşlandı. Gözleri yaşlandı, kalbi yaşlandı, paramparça ruhu yaşlandı... Ve bu yaşların ortasında sana merhaba diyecek taakati de kalmadı... Sen içini rahatlat diye, sen ba-ba sın diye, artık yaşlandın bir ayağın çukurda diye seni affetmeyeceğim. Yanımda olmayışını değil, kendine kurduğun hayatını affetmiyorum. Bir köpeğe sahip çıkarken kızlarını ba-ba sız bırakmanı affetmiyorum. Bana sarılmayışını, özlemeyişini, kızmayışını, gülmeyişini, hatıralar oluşturmayışını affetmiyorum... Her insanın zihninde ailesine ayrılmış bir hatıra albümü vardır. Kimimiz o albüme en renkli en sevgi dolu fotoğrafları koyarız, kimimiz bir parça hüzün. Benimse seninle ilgili oluşabilen tek bir anım yok o albümün içinde. Sadece kendi uydurduğum ba-ba-kız gezmelerimiz, elimden tutuşun, bana kızışın, benim için endişelenişin, ilk erkek arkadaşıma verdğin tepkin, üniversite diplomamla duyduğun gurur, iyi bir insan olmamla ilgili huzurun... vs. birer anı olmak için o kapıda bekliyorlar. Çoğu kez hayalini aynı biçimlerde kurduğum pek çok anıcık... Şimdi sen yine geldin, şöyle bir uğrayıp kendi hayatının içinde rakını yudumlamak, sevdiğin kadınla sohbet etmek, aileni görmek, sygı duyulmak ve özlenilmenin tadını çıkartmak için geldin. Herkes sana ihtiyacın olan ilgiyi ve saygıyı gösterdi, sanki onca haksızlığı, kırgınlığı sen yapmamışsın gibi. Ama benden bu ikiyüzlülüğü bekleme... Hayatımda tanıdığım en faşist adamsın sen. Ya da tanımadığım... Ba - ba...

1 yorum:

Özlem dedi ki...

ağlaya ağlaya okudum yine.
içimi dağladın Ezgi. yüreğini öyle güzel açmışsın ki, belki acını yaşatmadın ama tanımamı sağladın..
yüreğine sağlık.