16 Mart 2010 Salı

Nokta İşareti

Geçip gidebilirdi, öyle bir hayat hikayesi vardı çünkü, geçip gitmelerle dolu. Nefesine nefes katmaya gerek yoktu ve sesine ses olmaya. Ağzından çıkabilecek bir kaç kelimeydi ihtiyacımız olan, o konuşacak biz ihtiyacımız olan kelimeleri alıp devam edecektik yolumuza, onu eksiltmeden havada kalanları toplamaktı niyetimiz. oysa o susup gitmeyi tercih etti. aynı hikayenin içinde yalınlığa sürükleniyorduk. ve bütün çoğulaşmalar son bulmaya başladı. ne önemi vardı mekanın ne önemi vardı zamanın susmayı ve gitmeyi tercih etti buna rağmen. içimize sarıldık ve başladı yolculuğumuz. o başka bir yol çizdi kendine içine giden ben başka. gidişlerimiz çoğaldı parmak uçlarımızda. inancımız yalınlığaydı ve gidersek eğer yalın halimize cisimsiz biçimsiz ve şekilsiz kaldığımız o an özgür olabilirdik. inandık biçimsizliğe ve özgürlüğün sustuğu yerden başladık yaşamaya şimdilik. bütün bitişler birlikteymişçesine bitti. ve bütün başlangıçlarda başı kaçıran taraf olduk. normalleşmeye ihtiyacımız vardı yolumuz bittiğinde yolumuz bitmiş olacaktı ve bunu ancak yolumuz bittiğinde anlayacaktık. aynı gökyüzünden farklı yerlere damlamaya başladık. suyduk sadece ve zamandaydık. zaman kadar çok zaman kadar bitebilirdik. suyduk sadece ve kirlenmiştik, kendimizi temizleyecek kadar çoğalamıyorduk kendimizde.
ve noktalar koymaya başladık kuruduğumuz yerlere. ve bir bütüne ulaşabilmenin umudunu aradık her şeferinde aradığımız umudun kendisiydi ta kendisi hem de. bir kelime kadar değerimiz yok diyecekken tam da bir cümle oluverdik aynı yüklemin içinde öznesiz ya gizli bir öznesi varmış yaratan gibi. bilinmezliğin orta yerinde yeni bir bilmecenin karelerini oluşturuyorduk kimi zaman bir harf ediyorduk ya kimi zaman sadece kara bir kutuydu payımıza düşen. çoktu hayat hakkında susacaklarımız ve öyle çoktu nefesimizi başka yerlerde alıp aynı anda verişimiz.şimdi bilinmeyenlere nokta olmak istiyoruz birleşip. biliyoruz içten içe sonu olmayan bir şey yaşadığımız ya öldük mü? biliyoruz çünkğ yarım kalmak tek noktadan fazlası eder. ve böyle bitiriyoruz aynı yerde sırt sırta nokta olmak umuduyla. ve bitmek istedikçe bitemiyoruz. her noktanın ardından yeni bir cümle olup akıyoruz. şimdilerde aynı uykudayız hala sarılmış aynı yerde uyuyorken daldığımız. ve ilerlemekten de vazgeçmiyor zaman bizden de. bizim için anlamını yitirdiğinden habersiz bitti diyemiyoruz ya bitiyor biz ayrılınca noktalar...

Hiç yorum yok: