26 Nisan 2012 Perşembe

HEYBE'ye Bir Son Daha

Uzun oldu kitabımı yazıp bitireli. Ama çok fazla sonu var nedense bitmiyor. Bir son daha yazdım, en sevdiklerimden. Paylaşmak istedim, son olur belki.... Korktum... Korkum butun korkuları korkutacak kadar çoktu ıcımde... Ben bu odada kuflenmıs parmaklarmla tukettıgım omrume dair edebıyat parcalarken yan odada zevkten kendini parcalayan genclıgımın sesini duyuyorum. Bir an şehvet içerisinde odaya girip seksın ne kadar dakikalık olduğunu anlatmak gecıyor aklımdan. Kalkıyorum aynayla yuzyuze geldıgım o an yaşlılıgın sadece ıcımdekı gençlik pınarını kurutmadıgını fark ediyorum. Yuzumde heybeme doldurdugum bir dolu pısmanlıgın izleri var, gucsuzum... Her sarılışın ardından bir parçalarını emdıgım insanların kanları karışmış kanıma, tenıme, bedenıme... Hıc kuşkusuz alay eden de çok olmuştur, ciddiye almayan da. Ben gençlik kadar yaslıyım. Şimdi basınızı kaldırıp yüzüme bakmanızın vakti geldi tabıkı. Benim porsumus goguslerım artık sızı heyecanlandıramayacaklar ve bılgelıgım umrunuzda degil elbet. Sizde tıpkı benim bir zamanlar içine dustugum yanılgının içine dustunuz. Hep güzel ve genç kalacaksınız degil mı ? Hepınızı kandırıyorlar. Hayatta kalmak ıcın kendinize oyuncaklar alıyorsunuz.Evler, arabalar, lüks lokantalar yapıyorsunuz. Sırf sevişmek ıcın aşk denilen bısey icat ettınız. Zevk alamadıgınızda ayrılık yalanları uydurup karsınızdakılerden kaçarak uzaklasıyorsunuz Gozlerıme bakın ısrarla Bir hüzun ve kocaman bir umut var bu bakıslarda Ve bu umudu insanın insana binlerce yıldır oynadığı bir oyun olarak gormeyı başarın artık O oyunlrda binlerce anı parçası var İçinde Sevıncı ve üzüntüyü de barındıran Ama zaman O anıların birbirlerini bir daha asla bulamayacakları koca bir karanlık... Sız garip insanlar Yasamakla günah işlemi af dılemeyı dogmayı ve olmeyı iç içe soktunuz ve hep karıstırdınız Yaptıgınızın farkına hep ölmeden önce vardınız Oysa ölmek sadece olum anında gecerlıydı Sız ölümü yaşamın içine kattınız Ben ıstanbulun en çok geceden sabah gecıslerını severım Kul rengınden turuncuya döner yavaşça ama kendinden emin. Gecenin butun kini ve pisliği yerini yeni kınlere ve pıslıklere bırakır bu saatlerde O nöbet degısımlerınde masumdur ıstanbul O saatlerde şehir benim gibi ıssızlasır Bıan durup bakarım hangımız daha boş dıye Ben ıcımde yılları ve yasananları tasırken o içinde yasayanları taşır Ve hep veda etmeye o zamanlarda karar verırım Bildiğim tek şey var Sende yaşamış olmaktan pişman değilim Oysa bir zamanlar olmeyı bile bu vakıtlerde ıstemıstım Ne buyuk yanılgı Artık bitmiş son olarak 3 noktası konmuş kapağı takılmak ıcın hazır beklenen bu kitabın bu yaşam kitabının sonradan okunacak olması kimseyi iyi ya da yetenekli yapmayacak Yasananların yasanmıslıgına ve anıların ıssızlıgına çare olmayacak Okuyucu okuyup yorum yapacak ve kenara koyacak Ben ise sehırle beraber ıcındekılerı taşımaya devam edeceğim....

1 yorum:

Özlem dedi ki...

Senin yazılarındı beni bu bloga taşıyan. Boşuna da gelmemişim diyorum şimdi.. Yüreğine sağlık...