18 Kasım 2010 Perşembe

Rehber

bir rehber bulamlısın dedi bana saydığım biri...senden büyük birini rehber almalısın kendine ne de olsa o senin geçtiğin yollardan geçti...
evet yaşı 24 olan herkes 23 yıllık bir yaşamı yani benim şu ana kadar yaşadığımdan 1 yıl daha fazlasını tüketti... peki aynı duygularla mı?
insan nasıl bir lider nasıl bir rehber seçebilir ki kendine kendinden başka?
nasıl bilebilir herhangi bir rehber benim yola çıkarken hissettiklerimi, hesaplarımı bir adım sonrasında istediklerimi hayata dair fikirlerimin beni nereye götürmesini istediğimi?
oysa yol içedir...iç yoladır...
dışardan baktıklarında nasıl göründüğümden bahsediyorlar bana... kendimi bitirmişim azaltmışım öyle diyorlar, gülümsüyorum tuhaf bakıyorum surat ifadelerine... herhangi birinin gözünde değerimin değişmesinden bahsedenlerin küçük dünyalarına tebessüm ediyorum...
beni çözdüğünü analdığını düşünen insanlara da medeni cesaretlerinden ve özgüvenlerinden ötürü nanik yapıyorum... sanki kendileriyle işleri bitmiş gibi beni çözmeye uğraşıyorlar, oysa benim hiç böyle bir derdim olmadı insanlara karşı... ne gösterdilerse bana hangi maske varsa yüzlerinde ona inandım...açıkçası bir insanı çözmek için harcayacak vakti ayırmak istemedim hiçbir seferde...
kendimi ıspatlamak gibi bir kaygım olmadı... matemetiğim her zaman iyiydi ve edebiyatım aynı anda fiziğim, kimyam ve biyolojimde... coğrafya ve tarihin bana göre olmadığını siyaseti okumanınsa nefes alamk gibi olduğunu hep söyledim... inandığım ekonomik düzenleri de yanlışlarını ortaya koyabilecek kadar iyi okudum. bir fikrimin olmasını sevdim hep. bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olduğum zamanlarda oldu hayatta, o zamanlarda genelde içgüdülerimle davrandım ve beni yanıltmadılar...
içinde bulunduğum şuan hayata karşı başarısızlığım değil tercihimdir sadece... ayrıca hayata karşı başarısız olmanın da büyük bir yetenek olduğunu düşünürüm...neyi yapamayacağımı bilirim neyi yapabileceğimin farkına sonradan varırım genelde... ama neyi başaramayacağımı nerede yeteneğimin olmadığını adım kadar iyi bilirim ve bunu dile getiririm her seferinde.futbol oynuyorum dediğimde(mahalle takımıma sevgiler:) ve ya bir şişe absinith içtik(taner ve burak'a katkılarından dolayı sonsuz teşekkürler:) dediğimde insanların suratlarındaki hadi canım ifadesine bayılırım mesela.. nedense insan kendi yapamayacağı şeyleri bir başkasının yapabiliyor olmasını bir şekilde sindiremez ve bunun imkansız olduğunu iddia eder safça :) gülüp geçerim böyle zamanlarda da...
birçok konuda bilgi sahibi olmamı ve öğretmeye çalışmamı yani paylaşılmayan bilgi gereksizdir felsefemi hayatımda uygulamamı ukalalık olarak algılayan ve hala hayatımda bulunan insanlara da bir önceki cümlemdeki gibi gülümserim genelde...
yalnız sinemaya, tiyatroya bir kafeye kitap okumaya gitmemi yadırgayanlara acırım...insanın yalnız olduğunu görmemelerine üzülürüm, ölüme giderken bile kalabalık olan cenazelerde tabutun içindeki tek başınalığı hayata yaymak gerektiğini ilke edinmişimdir kendime...
çok sayıda arkadaşım vardır ve her şehirde evim vardır benim...ne zaman istersem çekip gidebilecek kadar parayı bir telefonla bulabilirim ve bunun huzuruyla yaşarım birazda...
sonuç olarak içimi dökmek geldi içimden bir de Edip Akbayramdan bir şarkı ile son vermek geldi yazıma :)


ahhhh ben ölürsem, akşamüstü ölürüm...

3 yorum:

Özgür dedi ki...

Nasıl yani bir kızın futbol oynamasına yada içki içmesine şaşıran insanlar hala var mı?
Ne kadar da tecrübelilermiş hayatta!:)))

Ben tecrübeye inanmıyorum. Ki askerlik bana tecrübenin ne olduğunu öğretiyor sağolsun.
Tecrübe sadece bir şeyler yaşayıp onlardan ders çıkarmak değil, başkalarının yaşadıklarından da ders çıkarmaktır. Yani kimse sana akıl hocalığı yapamaz, eğer birisinin yaşadığından ders alman gerekiyorsa bunu en iyi sen yaparsın, başkası sana bu konuda ders veremez ki...

Turuncu Bir Dünya dedi ki...

evveeettt :)) ne zamandır beni yorumlarından mahrum bırakıyordun :))

o zamansa gel teskere gel teskere bitsin bu gurbet :)))

Özgür dedi ki...

Estağfurullah. :))

Keşke her gün girebilsem, seviyorum blog okuyup yorumlamayı. :))

Ama tabi bunda yeteneğin etkisi de var. Güzel yazıyorsun. :))

Teskere daha uzak bana.