6 Temmuz 2009 Pazartesi

Sıkışık

Başkasının dünyasına kendi gözleriyle baktı.. Hikayelerini hep üçüncü tekil şahıs olarak yazdı..
Kendi dünyasına bakmayı unuttu mu yoksa sıkılıyor muydu kendinden? Kendi olmaktan mı korkuyordu hep üçüncü sahısları tekil anlatırken? bilinmez. ona dair herşey bilinmiyoru zaten hiçbirşeyden ise herkes emindi. kendine çizdiği oyunun piyonuydu sadece şah bir başkası idi hayatında. Gözlerini kısıp ateşe baktı. yanmanın nasıl bir şey olduğnu hayal etmek miydi amacı biinmez elini uzattı yanan çakmağa. canının acısından keyif aldı mazoşistçe. elinde kendinden bir hatıra kaldı vücünda başkalarına ait hatıralar taşıyan. aynaya bakmayalı da uzun omuştu, saçları kısaydı ihtiyacı yoktu bakıma. sanki erkek olmak istermişçesine hep kısa idi saçları sanki saçarı benzese yeterdi gibi. devrik cümlelerinde devrilirdi ruhuda. bir köşe başı bulurdu kendine cennetle cehennem arasında cereyan yapan. üşütürmüydü acaba kendini. üşütük derler miydi ona? ne çabuk dağılıyordu dikkati o konudan o konuya aklından imgelergeçiyordu. sayısız düşüncelerinden birini tam olarak düşünmeyi becerebilse belki bu kadar düşünmek zorunda kalmayacaktı. hayatı gözlerinin önünden öylece geçip gidiyordu. elini uzatsa tutabilir miydi hayatını, gözlerini kapadı derin bir nefes çekti şehrin yakıcı teninden.

Hiç yorum yok: